Bu sitedeki ilanlar satıcının tamamen gönül rızasıyla listelenmektedir.
Bu sitedeki ilanlar satıcıların
tamamen gönül rızasıyla listelenmektedir.
Rızaen satış kavramı ülkemizde pek bilinmeyen yeni bir yöntem. Gayrimenkul alım satım süreçleri her zaman karmaşık ve stresli olabilir. Hele ki işin içine hacizli taşınmazlar girdiğinde, işler daha da zorlu bir hal alıyor. Alıcı da satıcı da kimi zaman ne yapacağını bilemez. Neyse ki, Rızaen Satış, bu karmaşık süreci oldukça kolaylaştırıyor ve taraflara büyük avantajlar sağlıyor. Bu yazıda, Rızaen Satış’ın ne olduğunu, nasıl yapıldığını, hangi aşamalardan geçtiğini ve neden geleneksel icra ihalelerine göre çok daha avantajlı olduğunu adım adım anlatacağız.
Bu noktada, rızaen satış kavramını sadece tanımlamakla kalmayıp, pratikte ne tür avantajlar sağladığını ve hangi durumlarda gerçekten işe yaradığını somut örnekler ve uygulamalar eşliğinde değerlendirmek önemlidir. Zira pek çok kişi, bu yöntemin günlük hayatta ne kadar etkili olduğunu merak ediyor; bazıları ise sürecin nasıl yürütüleceği konusunda net bilgiye sahip değil. Şimdi, bu sistemin perde arkasına biraz daha detaylı ve sade bir şekilde göz atalım.
Rızaen satış kavramı, son yıllarda gayrimenkul sektöründe daha sık karşımıza çıkmaya başladı. Ancak bu kavramın içeriği, uygulama şekli ve sağladığı avantajlar hâlâ birçok kişi tarafından tam anlamıyla kavranabilmiş değil. Özellikle icralık hale gelmiş ya da haciz tehdidi altındaki taşınmazlarda, taraflar arasında yaşanan çözüm arayışlarının en makul yollarından biri olan rızaen satış, hem mal sahibini hem de alıcıyı koruyan yönleriyle dikkat çeker. Fakat bu koruma, ancak süreç doğru yönetildiğinde ve bilinçli adımlar atıldığında gerçekten işe yarar. Aksi halde, bir kolaylık gibi görünen bu yol, çok daha karmaşık bir hâle gelebilir.
Peki neden rızaen satış bu kadar gündemde? Çünkü icra ihaleleri, uzun süren yargılamalar ve resmi süreçler birçok kişi için zaman ve enerji kaybı demek. Üstelik bir taşınmazın değerinden çok daha düşük bir bedelle satılması da cabası. İşte tam bu noktada, rızaen satış yöntemi hem borçlu hem de alıcı için daha kontrollü, daha hızlı ve genellikle daha kazançlı bir çözüm sunuyor.
Yine de insan ister istemez düşünecektir ve kendi kendine şu soruları soracaktır: “ Böyle bir satış yasal mı?”,” Rızaen Satış ile yapılacak olan alım satım işlemi haczi durdudur mu?” , “ Alan için riskleri var mı?”,” Gerçekten güvenli olacak mı?”, “ Başımıza sonradan bir iş gelir mi?” Gibi aklınızdan geçen birçok soru olacak. İşte tam bu soruların cevabını verebilmek için uzun uzun ama tane tane, anlaşılır sekilde hukuki terimler olmadan herkesin alayabileceği şekilde size anlatmaya çalışacağız.
İlk olarak temel tanım üzerinden ilerleyelim. Rızaen satış, haciz altındaki bir malın, borçlunun rızasıyla ( yani kendi isteğiyle ) satışa sunulmasıdır. Bu satışta borçlu kişi, yasal zorunluluk olmaksızın, taşınmazı kendi iradesiyle devretmeye karar verir. Amaç, borcu ödemek ya da icra sürecinin daha da büyümeden çözülmesini sağlamaktır. Yani klasik icra satışlarından farklı olarak burada borçlunun inisiyatifi söz konusudur. Bu detay basit gibi görünse de aslında sürecin yönünü tamamen değiştiren önemli bir ayrıntıdır.
Birçok kişi rızaen satışı hâlâ geleneksel satışlarla karıştırabiliyor. Oysa bu yöntem, özellikle hacizli taşınmazlarda devreye giren özel bir yöntemdir. Haciz kaldırılmadan yapılan satışlar, pek çok riski içinde barındırır. Ancak rızaen satış yöntemi, alıcıya da, satıcıya da belli bir hukuki güvenlik zemini sağlar. Elbette burada dikkat edilmesi gereken noktalar var. Çünkü yanlış atılacak bir adım, hem zaman kaybına hem de telafisi zor zararlara yol açabilir.
Türkiye’de artan ekonomik dalgalanmalar, borçluluk oranlarının yükselmesi, konut kredisi ve icra takiplerinin artmasıyla birlikte; hacizli gayrimenkul sayısı her geçen gün çoğalıyor. Bu da doğal olarak yeni çözümler doğuruyor. Özellikle yatırımcılar açısından büyük fırsatlar barındıran bu mülkler, risk ve kazanç dengesinin dikkatlice yönetilmesini gerektiriyor. Hacizli bir malı doğrudan icradan satın almak uzun ve meşakkatli bir süreç olabilirken; rızaen satış, bu süreci daha yönetilebilir hale getiriyor.
Örneğin; bir alıcı düşünün. Uygun fiyatlı bir mülk arıyor. Ama bu mülk hacizli. İhaleyi beklemek istemiyor ya da ihaleye katılıp kaybetme riskini göze alamıyor. İşte bu noktada devreye rızaen satış giriyor. Borçluyla doğrudan temasa geçiliyor, satış şartları konuşuluyor ve anlaşma sağlanırsa süreç çok daha kısa sürede tamamlanıyor. Bu hem alıcı hem de borçlu için büyük bir kolaylık. Elbette hukuki prosedürler göz ardı edilmeden…
Bu rehber, hem bir taşınmaz almak isteyen yatırımcılar hem de borçlu konumundaki mal sahipleri için hazırlanmıştır. Eğer siz de ya bir taşınmazınızı satmak zorunda kaldıysanız ya da hacizli bir mülkü değerinde almak istiyorsanız, bu yazı tam size göre. Sadece alım-satım süreçlerini değil, sürece dair stratejik bakış açılarını da burada bulacaksınız.
Unutmayalım, rızaen satış, herkesin bildiğini sandığı ama detaylarını bilmeden hareket ettiği bir alandır. Ve bu alanda bilgi güçtür. Gerek alıcı gerekse borçlu için en büyük risk, süreci tam olarak bilmeden yola çıkmaktır. Biz de bu nedenle her adımı sadeleştirerek anlatmak, teknik terimlerden uzak durarak konuyu anlaşılır hale getirmek istedik.
Öncelikle, Rızaen Satış kavramını netleştirmek gerekiyor. Basitçe anlatmak gerekirse, Rızaen Satış, borçlunun kendi rızasıyla hacizli taşınmazını piyasa koşullarına uygun fiyatla satmasıdır. Bu, klasik icra ihalesi yönteminden tamamen farklı ve daha esnek bir süreçtir.
Yani, mal sahibi borcunu ödeyemediğinde devlet alacağı tahsil etmek için haciz uygular. Ancak taşınmazı zorla ve düşük fiyatla satmak yerine, borçlu ve alıcılar ortak bir noktada buluşup malı pazarlıkla ve uygun fiyattan satabilir. Böylece satış hem hızlı olur hem de taraflar daha az zarar görür.
Bu sistemin en güzel yanı, tüm tarafların süreci kontrol edebilmesi ve sürecin şeffaf şekilde ilerlemesidir. Alıcılar, “Acaba başım ağrır mı?” diye endişelenmeden gayrimenkul alabilir. Satıcı ise malını piyasa değerine yakın bir fiyattan satarak zararı azaltır.
Rızaen satış kavramı, her ne kadar halk arasında yeni yeni duyulmaya başlasa da, hukuki olarak boşlukta kalan veya dayanağı olmayan bir yöntem değildir. Bilakis, mevcut icra ve borçlar hukuku sistemi içerisinde dolaylı olarak da olsa yer bulan, uygulamada kendine sağlam bir zemin bulan bir modelden söz ediyoruz. Bu satış yöntemi, özellikle İcra ve İflâs Kanunu ile Türk Borçlar Kanunu çerçevesinde ele alındığında daha iyi anlaşılabilir. Ancak bu mevzuatlar, genellikle satır aralarında yer aldığından, çoğu zaman gözden kaçmakta veya doğrudan adlandırılmamaktadır. Gelin şimdi, bu modelin hangi yasal temellere dayandığını ve nasıl uygulandığını birlikte irdeleyelim.
Türk Borçlar Kanunu’nun temel prensiplerinden biri olan “sözleşme serbestisi” ilkesi, rızaen satışın omurgasını oluşturur. Bu ilkeye göre taraflar, hukuka, ahlaka ve kamu düzenine aykırı olmamak kaydıyla istedikleri konuda, istedikleri şekilde anlaşma yapabilir. İşte rızaen satış da bu özgürlük zemininde şekillenir. Borçlu ve alacaklı, icra yoluna başvurmadan, taşınmazın piyasa değeri üzerinden ya da her iki taraf için makul kabul edilen bir bedelle satılmasına karar verebilir.
Bu noktada alacaklı, alacağını tahsil ederken, borçlu da malının düşük değerlerle haciz veya açık artırmada elden çıkmasını engellemiş olur. Taraflar, çoğu zaman üçüncü bir güvenli aracı kurum aracılığıyla anlaşmalarını yazarak hukuki bağlayıcılık kazanmasını sağlar. İşte bu aşamada devreye RizaenSatis.com gibi sistemli çalışan ve taraflar arasında şeffaflığı sağlayan platformlar girer. Bu platformlar, tarafların iradelerini açıkça ortaya koyduğu, sürecin belgelerle kayıt altına alındığı bir çerçeve oluşturur.
Birçok kişi rızaen satışın yalnızca icra süreci başladıktan sonra mümkün olduğunu sanır. Oysa bu doğru değildir. Rızaen satışın yasal dayanağı, yalnızca icra takip dosyasına bağlı değildir. Herhangi bir icra takibi açılmadan önce de taraflar anlaşarak satış gerçekleştirebilir. Bu, borçlunun ödeme güçlüğü yaşadığı ancak henüz yasal sürecin başlamadığı durumlarda, karşılıklı anlayışla hareket edilerek çözüm üretilmesini sağlar.
Borçlu, malını satıp borcunu kapatmak ister; alacaklı da borcunu tahsil etmek için icra masraflarıyla, zaman kaybıyla uğraşmak yerine daha kısa ve pratik bir çözüm arar. Dolayısıyla ortada bir takip dosyası olmasa da rızaen satışla çözüme gidilmesi mümkündür. Bu da süreci hem daha az yıpratıcı hem de maliyetsiz kılar.
İcra ve İflas Kanunu doğrudan “rızaen satış” ifadesini kullanmasa da, malvarlığı üzerinde tasarruf hakkını borçluya tanır. Yani bir borçlu, borcunu ödemediği sürece hakkında icra takibi başlatılabilir; ancak bu süreçte dahi mallarını elden çıkarabilir. Kanun, “mal kaçırma” niyeti taşımayan, borcun ödenmesi amacıyla yapılan tasarrufları yasaklamaz.
Bu bağlamda, borçlunun taşınmazını satıp alacaklıya ödeme yapması, yasal olarak engellenmiş bir işlem değildir. Tam aksine, alacaklının alacağını hızlıca tahsil etmesi adına makul bir adım olarak görülebilir. Burada önemli olan, satış işleminin tarafların ( Satıcı rızası yeterlidir, alacaklının rızasına gerek olmaz) karşılıklı rızasıyla gerçekleşmesi, belgelenmesi ve mümkünse noter onayı gibi resmi kayıtlarla güvence altına alınmasıdır.
İcra İflas Kanunu’nun 89. maddesi, üçüncü kişilere gönderilen haciz ihbarnamelerini düzenler. Özellikle 89/1 ve 89/2 hükümleri, borçlunun malvarlığındaki varlıkların haczedilmesine dair süreci açıklar. Ancak burada dikkat çeken bir detay vardır: Eğer üçüncü kişi, borçlunun rızasıyla bir satışa aracılık ediyorsa ve bu işlem alacaklının da bilgisi dâhilindeyse, bu haciz işlemi öncesi bir çözüm olarak yorumlanabilir.
Bu tür işlemler, kanuna aykırı olmadığı gibi, tarafların anlaşması dâhilinde yapılması durumunda güvenli bir hukuki zemine oturur. Hatta bazı Yargıtay kararlarında da, borçlunun kendi malını satıp borcunu ödemesinin, “mal kaçırma” kapsamında değerlendirilemeyeceği belirtilmiştir. Bu da rızaen satışa dair hukuki zeminlerin yargı kararlarıyla da desteklendiğini gösterir.
Türkiye’deki mahkemeler, rızaen satışla yapılan borç kapama işlemlerini, tarafların iyi niyetli olduğu ve belgelerle sabitlendiği durumlarda hukuka uygun bulmaktadır. Özellikle icra süreci başlamadan yapılan anlaşmalar ve borcun ödenmesine dair yapılan sözleşmeler, borçlunun iyi niyetli olduğuna delil sayılmaktadır. Aynı şekilde alacaklının icra takibi yerine bu yöntemi seçmesi de, zaman ve masraf yönünden olumlu bir yaklaşım olarak görülür.
Son yıllarda bazı davalarda, borçlunun malını satıp alacaklıya ödeme yapması, “kötü niyetli tasarruf” değil; bilakis “uzlaşmacı çözüm” olarak değerlendirilmiş ve bu da rızaen satışa olan hukuki yaklaşımın esnekliğini ortaya koymuştur.
Bir gayrimenkulün rızaen satış yöntemiyle devredilmesi durumunda, yasal dayanağın sadece sözlü anlaşmalarla değil, tapu ve noter işlemleriyle güçlendirilmesi büyük önem taşır. Tapu müdürlüklerinde yapılan işlem, zaten tarafların rızasını resmi olarak gösterir. Ancak süreç içerisinde düzenlenecek olan ek protokoller, satış vaadi sözleşmeleri ve borç kapama belgeleri, hem tarafların hukuki güvencesini artırır hem de ileride çıkabilecek olası anlaşmazlıkların önüne geçer.
Burada noter onaylı belgeler, sadece satış işleminin değil, satışla birlikte borcun kapatıldığının da resmi kanıtı hâline gelir. Bu da rızaen satışın pratikte olduğu kadar hukuki açıdan da sağlam bir zemin üzerinde durduğunu ortaya koyar.
Rızaen satış sistemine başvurmak isteyen taraflar için süreç sanıldığı kadar basit ya da yüzeysel değil; aslında oldukça yapılandırılmış, belli şartlara bağlanmış ve dikkatle yürütülmesi gereken bir yoldur. Her ne kadar “anlaşmalı satış” gibi görünse de, arka planda ciddi bir yasal zemin, tarafların iradesine dayalı belgeler ve sistemli bir hazırlık süreci yer alır. Burada yapılacak en küçük hata, ilerleyen süreçte telafisi güç mağduriyetlere yol açabilir.
Öncelikle bilinmesi gereken en temel konu, rızaen satışın bir icra takibi içinde yer almadığı ve borçlunun malını, alacaklıya veya üçüncü bir kişiye kendi rızasıyla devrettiği bir sistem olduğudur. Bu da demek oluyor ki, bu yöntemin geçerli sayılabilmesi için öncelikle borçlu tarafın satış konusunda açık ve yazılı bir rızasının bulunması gerekir. Peki, bu “rıza” nasıl ve hangi belgelerle ispatlanır?
Borçlu tarafın yazılı rızası genellikle noter huzurunda alınır. Bu, işlemi hem yasal olarak geçerli kılar hem de ileride çıkabilecek “ben böyle bir şeye izin vermedim” tarzı itirazların önünü keser. Noter kanalıyla alınan bu rıza beyanı, satış işleminde bir tür güvence işlevi görür. Ancak çoğu kişi burada durumu hafife alabiliyor. Oysa sadece bir imza atmak yetmez; beyanın içeriği, zamanlaması ve kapsamı da çok önemlidir.
Rıza beyanının içerisinde, satışa konu taşınmazın açık adresi, tapu bilgileri, satış bedelinin miktarı ve ödeme şekli gibi detayların net şekilde belirtilmiş olması gerekir. Bu unsurların eksikliği, işlem geçerliliğini zora sokabilir. Ayrıca bu beyanın noter onaylı olması, hem alıcı hem de satıcı açısından güvenliğin bir adım öteye taşınmasını sağlar.
Bir diğer önemli şart, taşınmazın hukuki statüsüdür. Üzerinde ipotek, haciz, intifa hakkı ya da başka bir takyidat bulunan taşınmazlar için rızaen satış süreci farklı işler. Her ne kadar borçlu rıza gösterse de, bu tür kısıtlamalar satışın önüne ciddi engeller koyabilir. İşte bu nedenle satışa konu taşınmazın Tapu Müdürlüğü’nden detaylı bir dökümü alınmalı ve kısıtlayıcı şerhler titizlikle incelenmelidir.
Tapuda görünen en küçük bir ipotek bile satışın önünü tıkayabilir ya da satış sonrasında büyük sorunlara yol açabilir. Aynı şekilde aile konutu şerhi, hisseli mülkiyet gibi durumlar da satışa özel prosedürler gerektirir. Bu nedenle rızaen satışa konu olan taşınmazın “temiz” bir hukuki yapıya sahip olması, süreci çok daha hızlı ve sağlıklı yürütmek açısından elzemdir.
Bir diğer önemli şart da alıcı ve satıcının kimlik teyitlerinin doğru yapılmasıdır. Sadece kimlik fotokopisi ile işlem başlatmak, ileride kimlik sahteciliği ya da dolandırıcılık vakalarına kapı aralayabilir.Bu nedenle tarafların kimlik belgeleri, adres bilgileri ve hatta vergi numaraları dahil olmak üzere tüm resmi bilgileri eksiksiz şekilde kayıt altına alınmalıdır.
Özellikle alıcı tarafın mali durumu, satış bedelini ödeyebilecek gücü olup olmadığı da önemli bir kriterdir. Çünkü kimi zaman, satış bedeli tahsil edilemediği için süreç tıkanabiliyor. Bu noktada banka teminat mektubu, blokeli çek ya da noter onaylı ödeme taahhüdü gibi güvence belgeleri istenebilir. Her iki tarafın da karşılıklı olarak güvence altına alınması, satışın sağlam bir zemin üzerinde ilerlemesini sağlar.
Her şeyden önce, rızaen satış bir “karşılıklı irade uyuşması” esasına dayanır. Yani taraflar arasında gerçek bir anlaşma olmalıdır. Alıcı, bu taşınmazı ne için alıyor? Satıcı gerçekten satmak istiyor mu yoksa sadece bir borcu kapatmak adına zorlama bir satış mı gerçekleşiyor? Bu sorular, satışın geçerliliğini etkileyen temel faktörlerdir.
Özellikle rızaen satış gibi karşılıklı güvene dayalı sistemlerde, sonradan ortaya çıkabilecek “ben kandırıldım”, “baskı altında kaldım” gibi iddialar, satışın iptaline kadar gidebilir. Bu tür durumların önüne geçmek için satış öncesi taraflar arasında açık ve yazılı bir sözleşme yapılması, şartların netleştirilmesi büyük önem taşır.
Rızaen satışta satış bedeli genellikle taraflarca belirlenir. Ancak bu bedelin, taşınmazın gerçek piyasa değeriyle örtüşmesi gerekir. Aksi takdirde, ileride doğabilecek itirazlar, vergi incelemeleri ya da hukuki süreçlerde sıkıntılar yaşanabilir.
Bu nedenle satış öncesinde uzman bir gayrimenkul değerleme raporu hazırlanması önerilir. Bu rapor sadece bedelin doğru belirlenmesini değil, aynı zamanda satış sonrası doğabilecek vergi yükümlülüklerinin de hesaplanmasını sağlar. Çünkü satış bedeli ne kadar düşük gösterilirse, tapu harcı ya da gelir vergisi hesaplamalarında ciddi farklar oluşabilir.
Rızaen satış sürecinin güvenli şekilde ilerleyebilmesi için profesyonel danışmanlık alınması neredeyse bir zorunluluktur. Özellikle “rizaensatis.com” gibi uzman platformlar, sürecin başından sonuna kadar her adımda hem alıcıyı hem de satıcıyı bilgilendirir, belgeleri hazırlar, süreci takip eder ve olası riskleri en aza indirir.
Gayrimenkul alanında yeterli deneyime sahip olmayan kişiler için bu tür bir destek, ciddi bir avantaj sağlar. Yanlış belge, eksik evrak ya da geç kalınmış bir noter işlemi gibi basit hataların maliyeti büyük olabileceği için profesyonel destekle ilerlemek son derece kritik hale gelir.
Gayrimenkul alım-satım sürecinde güven, en önemli faktörlerden biridir. Özellikle de işin içine hacizli taşınmazlar ve borçlu mülkler girince, bu güven ihtiyacı çok daha kritik bir hal alır. Rızaen satış, aslında tam da bu noktada devreye girerek taraflar arasında sağlıklı ve güvenli bir köprü oluşturmayı hedefler.
Bu satış yöntemi, borçlu ve alıcının kendi rızalarıyla hareket ettikleri, sürecin şeffaf ve açık bir iletişimle yürütüldüğü bir modeldir. Taraflar arasında karşılıklı bilgi alışverişi ve onay mekanizması kurularak, klasik icra ihalelerinin getirdiği belirsizlik ve stres ortadan kaldırılır.
Rızaen satışın temel avantajlarından biri, alıcının satın alacağı taşınmaz hakkında eksiksiz bilgiye sahip olmasıdır. İpotek, haciz, borç durumu, tapu kaydı ve taşınmazın teknik durumu gibi tüm detaylar önceden taraflarla paylaşılır. Bu sayede alıcı, sürprizlerle karşılaşma ihtimalini minimuma indirir ve yatırımını daha güvenli yapar.
Borçlu açısından da rızaen satış, klasik icra sürecine göre daha insancıl bir yaklaşım sunar. Mülk sahibi, mülkünü piyasa koşullarına uygun bir bedelle, zoraki satış baskısından uzak şekilde satabilir. Bu da borçlunun moralini yükseltir ve finansal kayıplarını azaltır.
Ayrıca, rızaen satış süreci tarafların anlaşmasını kolaylaştırır ve satışın daha hızlı tamamlanmasını sağlar. Alacaklılar da alacaklarını makul bir sürede tahsil ederek süreci uzatmak zorunda kalmazlar. Bu üçlü avantaj, rızaen satış yöntemini hem ekonomik hem de psikolojik açıdan çok cazip kılar.
Tabii burada önemli olan, sürecin doğru ve hukuki çerçevede yürütülmesidir. Rızaensatis.com gibi güvenilir platformlar, tarafların haklarını koruyacak sözleşmeler hazırlamakta, hukuki prosedürleri eksiksiz takip etmektedir. Böylece herkes için güvenli bir zemin yaratılmış olur.
Sonuç olarak, rızaen satış sadece bir satış yöntemi değil; taraflar arasında karşılıklı saygı, şeffaflık ve adalet üzerine kurulu bir anlaşma modeli olarak da görülebilir. Eğer doğru adımlarla ilerlenirse, bu model hem mülk sahibi hem de alıcı için uzun vadede kazanç ve huzur sağlar.
Rızaen Satış’ı neden seçmelisiniz? Çünkü klasik icra ihalelerinden çok daha avantajlı olduğunu söyleyebiliriz. Öncelikle, fiyat konusunda taraflar anlaşarak mülkün gerçek piyasa değerine yakın bir bedelle el değiştirmesini sağlar. Oysa icra ihalelerinde fiyatlar genellikle çok daha düşük olur. Ayrıca süreç çok daha hızlı ilerler çünkü iki taraf da gönüllü olduğu için gereksiz itirazlar ya da iptallerle zaman kaybedilmez. Üstelik yasal açıdan da rahat olursunuz; herkes uzlaşmış olduğu için işlemin iptal edilme ihtimali neredeyse yoktur. Böylece hem zamandan hem de stresten büyük oranda tasarruf etmiş olursunuz.
Rızaen Satış sisteminin sağladığı avantajlar, sadece maddi boyutla sınırlı kalmaz; aynı zamanda süreç boyunca tarafların yaşadığı psikolojik ve operasyonel yüklerin de önemli ölçüde azalmasını sağlar. Klasik icra ihalelerinde, satıcı genellikle taşınmazının piyasa değerinin çok altında bir fiyatla satışa çıkarılması ve uzun süren yargı süreçleri nedeniyle hem maddi hem manevi olarak büyük kayıplar yaşar. Buna karşılık, Rızaen Satış sayesinde satış tamamen satıcının rızasına bağlı olarak ve karşılıklı mutabakatla yapılır; bu da satıcının kontrolü elinde tutmasını sağlar.
Ayrıca, taraflar arasında kurulacak şeffaf iletişim ve uzlaşma ortamı, sürecin stresini büyük oranda azaltır. Borcunu ödemekte zorlanan bir kişinin üzerindeki psikolojik baskı, klasik yöntemlerdeki belirsizlikler nedeniyle katlanarak artabilir. Oysa rızaen yapılan satışta her iki taraf da sürecin her aşamasında bilgi sahibidir ve bu da belirsizlikten doğan kaygıların önüne geçer. Böylece satış, hem satıcı hem de alıcı açısından daha sağlıklı ve verimli gerçekleşir.
Bir diğer önemli avantaj ise süreç hızıdır. Klasik icra ihalelerinde, ihale ilanları, itiraz süreleri ve mahkeme kararları gibi pek çok prosedürel engel nedeniyle satış aylar hatta yıllar sürebilir. Rızaen Satış’ta ise satıcı satışa kendi rızasıyla onay verir alıcı da tüm süreçlerden haberdar olduğu için bu tür uzun süreçler ortadan kalkar. İlan süresi, itirazlar ve gecikmelerle vakit kaybetmeden, satış işlemi çok daha kısa sürede tamamlanır. Bu da özellikle nakit ihtiyacı olan satıcılar için büyük bir avantajdır.
Hukuki açıdan da Rızaen Satış’ın avantajları göz ardı edilmemelidir. Satış tarafların rızasına bağlı olduğundan, iptal ve itiraz riskleri minimize edilir. Bu durum, satış sonrası hukuki sorunlarla karşılaşma olasılığını azaltır ve alıcı ile satıcıya ekstra güvenlik sağlar. Satıcı, taşınmazı yasal bir sorun yaşamadan devrederken, alıcı da temiz tapu ve tam mülkiyet hakkına hızlıca kavuşur.
Son olarak, Rızaen Satış yöntemi, alacaklıların da çıkarlarına uygundur. Borcun tahsilatında gecikmeler yaşanmaz, alacaklı hak ettiği parayı daha çabuk ve eksiksiz alabilir. Geleneksel icra yöntemlerine kıyasla tahsilat oranları daha yüksektir. Bu sayede hem finansal hem operasyonel olarak daha verimli bir çözüm sunulur.
Özetle, Rızaen Satış, klasik icra yöntemlerinin yarattığı maddi kayıplar, uzun bekleyişler, hukuki riskler ve psikolojik sıkıntıları ortadan kaldırarak, taraflara zaman, para ve huzur kazandıran modern, şeffaf ve güvenli bir yöntemdir. Gayrimenkul sektöründe bu yöntemin yaygınlaşması, hacizli taşınmaz alım satımında yeni bir dönemin kapılarını aralamaktadır.
Şimdi, Rızaen Satış’ın nasıl yapıldığına detaylı bakalım. İşte takip etmeniz gereken temel aşamalar:
Her şeyden önce, satılacak taşınmazın hacizli olup olmadığı, üzerindeki borçların miktarı ve türü net olarak tespit edilir. Bu aşamada detaylı tapu ve sicil incelemesi yapılır. Borçların kimlere ait olduğu, ipotek ve haciz şerhlerinin durumu ortaya konur.
Burada amaç, alıcı ve satıcı için tüm yükümlülükleri net şekilde belirlemektir. Bu analiz sayesinde sonraki süreçte sürprizlerle karşılaşma riski azalır.
Rızaen Satış’ın olmazsa olmazı, borcun alacaklıları ile iyi bir iletişim kurulmasıdır. Borçlu ya da satıcı, tüm alacaklıları tek tek ziyaret eder ya da temsilcileri aracılığıyla görüşür. Böylece ek bir dava açılması ve süreci etkilecek bir başka sorunun ortaya çıkması engellenir.
Taraflar, satış için belirli kurallar koyar. Bunlar genellikle;
Bu şartlar yazılı hale getirilir ve taraflarca kabul edilir.
Rızaen Satış süreç finans ve gayrimenkul alanında uzman kişilerin yönlendirmesiyle yürütülür. Bu aşamada mutlaka deneyimli avukat, ekspertiz ve danışmanlar devreye girer.
Profesyonel destek, sürecin sorunsuz ilerlemesini, hukuki risklerin azaltılmasını ve işlemlerin hızlanmasını sağlar.
Satış şartları netleştikten sonra taşınmaz, piyasaya ilan edilir. Alıcılar, Rızaen Satış şartlarını bilerek ve tüm şartları kabullenerek başvurur.
Bu aşamada satış süreci klasik satışlardan farksızdır. Ancak burada haciz şerhi kaldırıldığı için alıcı daha rahat hareket eder.
Alıcı belirlenir ve kesinleşir. Hemen sonrasında satış için sözleşme hazırlanır. Bu sözleşmede her iki tarafın da alacağı ve yapacakları belirlenir. Her iki taraf da mutabık kalırsa sözleşme imzalanır ve ödeme planına uygun olarak işlemlere başlanır.
Ödeme tamamlandıktan sonra tapu devri yapılır. Bu aşamada tüm haciz şerhleri kaldırılır ve alıcı tam mülkiyet hakkını kazanır.
Süreç, tarafların karşılıklı memnuniyetiyle tamamlanmış olur.
Rızaen Satış aslında işinizi oldukça kolaylaştırıyor ve güvenli bir yöntem. Yine de bazı önemli şeylere göz atmak lazım ki sonradan sürpriz yaşanmasın.
Borçlular onay vermezse işlem olmaz, yani onların rızası kesin olmalı. Onay olmadan yapılan satış hukuken geçersiz sayılır.
Fiyat çok yüksek ya da çok düşük olursa işin içinde sorun çıkar. O yüzden taşınmazın gerçek piyasa değerine yakın fiyatlandırılması lazım.
Teknik konularda mutlaka bir profesyonelden yardım alın. Tek başınıza işi yürütmek zor olabilir.
Paranın nasıl, ne zaman ödeneceği net değilse sonradan anlaşmazlık çıkabilir. Her şeyi yazılı hale getirmek en iyisi.
Süreç boyunca herkes birbirine açık olmalı. Bilgiler gizlenirse sorun çıkar, o yüzden her tarafın tam bilgisi olması önemli.
Rızaen Satış sürecinin en kritik ayağı, alıcıyı şeffaf bir şekilde tüm süreçlerden haberdar etmektir. Çünkü satış işlemi, onların da hakkını koruma amacı taşıyor.
Bu aşamada genellikle alıcılar, satış fiyatını ve ödeme koşullarını detaylı inceler. Eğer fiyat piyasa değerine uygunsa ve ödeme planı makulse, satın almakta tereddüt etmezler.
Borçlu yani satıcı için Rızaen Satış, adeta can simidi gibi bir yöntem. Çünkü klasik icra ihalelerinde taşınmazlar çok düşük fiyatlarla satışa çıkar ve satıcı büyük maddi zararlar yaşar. Ayrıca ihale süreci uzun ve streslidir.
Rızaen Satış sayesinde satıcı, taşınmazını kendi kontrolünde ve piyasa koşullarına yakın fiyattan satabiliyor. Bu, ekonomik kaybı azaltırken, satışı hızlı sonuçlandırmayı sağlıyor. Üstelik süreç boyunca yasal ve teknik destek alarak hakları korunuyor.
Bir de psikolojik boyutu var tabii. Borcunu ödeyemeyen, haciz altındaki biri için bu süreç zor ve yorucu. Rızaen Satış, borçlunun kontrolü elinde tutmasını sağlayarak, ona moral ve güven veriyor. İşlerin daha düzgün ilerlediğini görmek, stresten uzaklaşmak mümkün oluyor.
Rızaen Satış sadece satıcı için değil, alıcı için de önemli avantajlar barındırıyor. Öncelikle alıcı, malın üzerindeki hacizlerin satış öncesinde kaldırıldığını biliyor. Bu da satın alma işlemini çok daha güvenli hale getiriyor.
Alıcı, klasik icra ihalelerinde olduğu gibi sonradan tapuda sorun çıkması, borçların devri gibi risklerle karşılaşmıyor. Tapu işlemleri hızlı, temiz ve sorunsuz tamamlanıyor.
Satış şartlarının en önemli bölümlerinden biri ödeme şekli ve zamanlaması. Burada taraflar anlaşarak esnek çözümler üretebiliyor. Peşin ödeme ya da taksitlendirme mümkün.
Rızaen Satış sisteminde genellikle ödeme koşulları sözleşme ile netleştiriliyor. Böylece herhangi bir anlaşmazlık çıkması önleniyor. Ödeme garantileri, teminatlar da alınabiliyor.
Bu düzenlemeler, satıcı ve alıcı arasında güveni artırıyor. Her iki taraf da kendini koruduğunu hissediyor. Sürecin sonunda tapu devri güvenle tamamlanıyor.
Günümüzde Rızaen Satış sürecinde destek veren çeşitli platformlar var. Bu platformlar, hem satıcı hem alıcı için büyük kolaylık sağlıyor. İşte yaptıkları işler:
Bu platformların uzman ekibi sayesinde, karmaşık işlemler tek elden takip ediliyor. Taraflar üzerindeki yük azalıyor ve zaman kaybı önleniyor.
Klasik icra ihalesi, taşınmazın zorla ve genellikle düşük fiyatla satılmasıdır. Süreç uzun, masraflı ve risklidir. Ayrıca birçok kişi ihaleye teklif vermeye çekinir.
Rızaen Satış ise, bu dezavantajların çoğunu ortadan kaldırır:
Bu yüzden Rızaen Satış, hacizli taşınmaz satışlarında çok daha tercih edilir hale gelmiştir.
Rızaen Satış, Türkiye’de gayrimenkul alım satım dünyasında önemli bir dönüm noktası. Borçlulara, alacaklılara ve yatırımcılara birçok kolaylık getiriyor. Hem maddi hem psikolojik açıdan rahatlatıyor. Eğer hacizli taşınmazınız varsa ya da böyle bir taşınmaz almak istiyorsanız, bu yöntemi kesinlikle araştırmalısınız.
Unutmayın, her şeyin başı doğru bilgi ve uzman rehberliktir. Rızaen Satış sürecinde işi bilenlerle çalışmak, hem paranızı hem zamanınızı korur. Bu sayede işlerinizi kolayca ve güvenle halledebilirsiniz.
Rızaensatış sistemi, ülkemizde yeni yeni yaygınlaşıyor ama avantajları sayesinde hızla tercih ediliyor. Bu yöntemle yapılan satışlar, klasik icra ihalesine göre daha çok kazandırıyor ve sorun yaşama riskini azaltıyor. Borçlu kişi, malını zorla değil, rızasıyla satıyor ve alacaklılar da alacaklarını daha hızlı tahsil ediyor.
Bunun yanında alıcılar da hacizli mal satın almanın getirdiği risklerden kurtuluyor. Rızaensatış’ta tüm hacizler satış öncesinde kaldırıldığı için tapu işlemleri çok daha hızlı ve güvenilir şekilde tamamlanıyor. Rızaensatış’ın en güzel yanı, sürecin tüm taraflar için kazançlı ve adil olmasıdır. Hem borçlu, hem alacaklı hem de alıcı memnun kalıyor.
Gayrimenkul sektöründe hacizli mal satışlarında Rızaen Satış, modern, şeffaf ve etkili bir yöntem olarak öne çıkıyor. Klasik icra ihalesine göre hem finansal hem de psikolojik olarak taraflara büyük kolaylıklar sunuyor. Bu yöntemi kullanarak hem süreci hızlandırabilir hem de riskleri minimuma indirebilirsiniz.
Unutmayın, her ne kadar süreçte bazı karmaşıklıklar olsa da, doğru bilgi ve uzman desteğiyle Rızaen Satış oldukça rahat yönetilebilir. Eğer hacizli bir taşınmaz satmayı planlıyorsanız veya almak istiyorsanız, Rızaen Satış’ı mutlaka değerlendirin. Size zaman, para ve stres kazandıracaktır.
📌 Gayrimenkul satış süreçlerinde uzman bir ekip olarak, borçlu, hacizli ya da icralık taşınmazlarınızı değerinde ve güvenli bir şekilde satışa sunmanız için buradayız. Türkiye genelinde edindiğimiz saha deneyimi ve çözüm odaklı yaklaşımımızla, size en doğru yolu birlikte planlıyoruz.