Bu sitedeki ilanlar satıcının tamamen gönül rızasıyla listelenmektedir.
Bu sitedeki ilanlar satıcıların
tamamen gönül rızasıyla listelenmektedir.
Borç nedeniyle üzerine haciz gelmiş bir mülkün satışı ilk bakışta borcu olanın elini rahatlatacak bir yol gibi duruyor olabilir. Ancak işin içine girdiğinizde, sürecin sanıldığı kadar kolay olmadığını fark edersiniz. Hacizli satışlar, hem zaman açısından yorucu hem de maliyet anlamında düşündürücüdür. Bu tip satışlarda sadece resmi harçlar ya da vergiler değil, sürece eşlik eden birçok gizli masraf da devreye girer.
Özellikle icra müdürlükleri üzerinden yürütülen satışlarda, her adımın belirli bir süresi ve prosedürü vardır. Bu da, süreci hızlandırmak yerine daha da uzatır. Kıymet takdiri, ilan süreleri, itirazlar, ihale günleri derken haftalar hatta aylar geçer. Bu süre zarfında, hem mülkün değeri piyasa şartlarında değişebilir hem de tarafların maddi kayıpları artabilir. Üstelik sadece zaman değil, psikolojik yük de bir başka konudur. Mülkünüz üzerindeki belirsizlik uzadıkça, maddi sıkıntının yanında zihinsel yorgunluk da artar.
Alıcı taraf için de durum pek iç açıcı değildir. Çünkü hacizli bir mülkü satın alırken güven, en büyük endişe kaynağı olur. Masrafların şeffaf olmaması, sürecin yavaş ilerlemesi ve çeşitli hukuki risklerin bulunması, alıcının geri adım atmasına neden olabilir. Kısacası, hacizli satış süreci, hem satıcı hem de alıcı açısından düşündüğünüzden daha fazla zorluk ve gizli yük içerir.
Özellikle icra müdürlükleri üzerinden yürütülen satışlarda, her adımın belirli bir süresi ve prosedürü vardır. Bu da, süreci hızlandırmak yerine daha da uzatır. Kıymet takdiri, ilan süreleri, itirazlar, ihale günleri derken haftalar hatta aylar geçer. Bu süre zarfında, hem mülkün değeri piyasa şartlarında değişebilir hem de tarafların maddi kayıpları artabilir. Üstelik sadece zaman değil, psikolojik yük de bir başka konudur. Mülkünüz üzerindeki belirsizlik uzadıkça, maddi sıkıntının yanında zihinsel yorgunluk da artar.
Öncelikle haczin ne olduğuna bakalım. Haciz, borçlunun borcunu ödememesi durumunda alacaklının talebi üzerine mahkeme kararıyla borçlunun mallarına el konulmasıdır. Bu mallar genellikle taşınmazlar, araçlar veya taşınır mallar olabilir. Haciz işlemi sonrası mallar icra müdürlüğü tarafından satışa çıkarılır.
Hacizli satış, devletin resmi yollarla, yani icra müdürlükleri ve mahkemeler aracılığıyla yapılır. Satış, genellikle ihaleyle gerçekleştirilir. İhale süreci ilan edilip alıcılar davet edilir, en yüksek teklif veren malı satın alır. Ancak bu süreç birtakım sorunlar doğurur.
Haciz yoluyla satış süreci genellikle uzun sürer. Borçlu açısından bakıldığında, borcun tahsil edilmesi için öncelikle haciz konulması, ardından satış için ihalenin açılması gerekir. Bu süreç aylarca, hatta bazen yıllarca devam edebilir. Çünkü yasal prosedürler zaman alır ve çeşitli itiraz hakları vardır.
Bu uzun süre zarfında borca uygulanan faizler birikir. Borçlu, hacizden kurtulmak için elindeki malı satmak istese de, sürecin uzaması onu ek maliyetlerin altına iter. Faizler, anaparaya eklenerek borcun giderek büyümesine neden olur. Bu durum, borçlunun finansal yükünü daha da ağırlaştırır.
İhale yoluyla satışta alıcılar da çeşitli risklerle karşılaşır. Öncelikle ihaleye katılanlar, satılan malın durumunu tam anlamıyla inceleyemez. Hacizli malın üzerinde başka yasal engeller, ipotekler veya borçlar olabilir. Bu durum, alıcının beklenmedik maliyetlerle karşılaşmasına yol açar.
Ayrıca, ihale sürecinde satılan mal rayiç bedelinin altında kalabilir. Çünkü alıcılar, sürecin karmaşıklığı ve ek maliyetler nedeniyle tekliflerini düşük tutabilir. Bu da satıcı için ciddi maddi kayıplar demektir.
Bir diğer önemli risk ise KDV ve diğer yasal masraflardır. Hacizli satışlarda KDV oranı genellikle %20 civarındadır. Bu yüksek vergi yükü, alıcı için ek bir maliyet oluşturur ve piyasada hacizli mal alımını caydırıcı bir faktör haline gelir.
İcradan yapılan satışlarda alıcı, satılan mal bedeline ek olarak %20 oranında KDV ödemek zorundadır. Bu oran, piyasadaki normal satışlara göre daha yüksektir. Ayrıca, satışla ilgili diğer masraflar da ortaya çıkar: tapu harçları, dosya masrafları, ilan ve duyuru giderleri gibi kalemler satışı pahalılaştırır.
Yüksek KDV ve ek masraflar, alıcıların hacizli satışlardan uzak durmasına neden olur. Alıcılar, bu maliyetlerden kaçınmak için ihaleye katılmayı tercih etmeyebilir. Sonuç olarak, hacizli malın satılması daha da zorlaşır.
Uzun süren hacizli satış süreçlerinde, ekonomik faktörler de satıcı için dezavantaj yaratır. Türkiye gibi enflasyonun yüksek olduğu ülkelerde, zaman içinde malın değeri reel olarak düşebilir. Yani, haciz işlemleri tamamlanana kadar geçen süre zarfında enflasyon, malın piyasa değerini aşındırır.
İhale yoluyla satışlarda mal genellikle piyasa fiyatının altında el değiştirir. Bu durumda satıcı, hem faiz yükü hem de değer kaybı nedeniyle ciddi bir maddi zarar yaşar. Enflasyonun etkisiyle kaybedilen bu fark, hacizli satışın saklı maliyetlerinden biridir.
Sonuç olarak, haciz yoluyla satışın süreci hem satıcı hem de alıcı açısından birçok gizli maliyet ve risk içerir. Uzun süren yasal işlemler, biriken faizler, yüksek KDV ve masraflar ile piyasa değerinin altında kalan satış fiyatları, hacizli satışların olumsuz yönleridir.
Bir sonraki bölümde, bu sürecin alıcı ve satıcı açısından daha derinlemesine yaşattığı problemleri ve resmi kurumların rolünü inceleyeceğiz.
Hacizli bir malın satışı, görünenden çok daha karmaşık ve zorlu bir süreçtir. Bu karmaşıklığın temelinde, icra müdürlüğü tarafından yürütülen resmi prosedürler, yasal bildirimler, ihale süreçleri ve itiraz hakları gibi bir dizi teknik detay yer alır. Ancak bu detaylar sadece bürokratik engeller değil, aynı zamanda hem satıcı hem de alıcı açısından ciddi maddi ve manevi kayıplara yol açar.
Öncelikle, hacizli satışta zamanın ne kadar önemli olduğunu anlamak gerekir. İcra süreci, yasal mevzuat gereği bir dizi aşamadan geçer ve bu süreç genellikle aylar hatta bazen yıllar sürebilir. Bu süre zarfında, hem mal üzerinde haciz bulunan kişi hem de alacaklı, büyük bir belirsizlik ve stres içinde kalır. Borçlu, malının değerinin piyasa fiyatının çok altında satılma riskiyle karşı karşıyadır. Çünkü icra yoluyla yapılan satışlarda, mülk genellikle kıymet takdirinden sonra ilan edilir ve ihaleye çıkar. İhale sürecinde ise çoğu zaman piyasa fiyatının oldukça altında teklifler verilir.
Bu durum, özellikle satıcının cebinden daha fazla para çıkmasına sebep olur. Çünkü satıştan elde edilen gelir, borcu kapatmaya yetmeyebilir. Geri kalan borç ise faiz işlemleriyle katlanarak büyür ve borçlu üzerinde daha büyük bir yük haline gelir. Faizlerin işlemeye devam etmesi, süreci uzatırken borç miktarını da her geçen gün artırır. Bu da bir kısır döngü yaratır: Borç büyür, satış gecikir, faiz artar, borçlu daha da zor durumda kalır.
Bir diğer önemli nokta ise, icra sürecinde ödenmesi gereken masraflardır. Bu masraflar, alıcı açısından da ciddi bir engel oluşturabilir. İcrada satışı yapılacak mal için %20 KDV uygulaması vardır ve bu, alıcının toplam maliyetini ciddi şekilde artırır. Dolayısıyla alıcılar, 3 milyon TL gibi bir piyasa değeri olan mülkü alırken, üzerine eklenecek masraflar nedeniyle tereddüt eder veya teklif vermekten kaçınabilir. Bu durum satış sürecini daha da zorlaştırır.
İhaleye katılan kişilerin çoğu, malı piyasa değerinin altında almaya çalışır. Çünkü bu süreçteki riskler ve ek maliyetler onları temkinli davranmaya zorlar. Sonuç olarak, haciz yoluyla satışlarda mülkler çoğu zaman rayiç bedelinin çok altında el değiştirir. Bu da satıcının zarara uğraması anlamına gelir.
Ayrıca, sürecin uzunluğu nedeniyle ekonomik kayıplar da ortaya çıkar. Enflasyonun yüksek olduğu dönemlerde, paranın zamanla değer kaybetmesi, satışı geciken borçlu için ek bir maliyet oluşturur. 6 ay veya 1 yıl süren bir icra sürecinde, mülkün piyasa değeri yükselmiş olsa bile, borçlu bu artıştan faydalanamaz çünkü satış gerçekleşmemiştir. Bu kayıplar göz ardı edilmemelidir.
Burada devreye rızaen satış yöntemi girer. Rızaen satış, hem satıcı hem alıcı için zaman, maliyet ve stres açısından büyük avantajlar sağlar. Borçlu, malını piyasa değerine daha yakın bir fiyata satabilir, alacaklı ise tahsilatını çok daha kısa sürede ve masraflardan arınmış şekilde yapabilir. Bu süreç, tamamen yasal zeminde ilerler ve devletin ilgili birimleriyle (UYAP, TKGM, İcra Müdürlükleri, e-ihale sitesi gibi) koordineli çalışılır.
Sonuç olarak, haciz yoluyla satışta karşılaşılan en büyük sorunlar; sürecin uzunluğu, faiz ve ek masrafların artması, mülkün piyasa değerinin altında satılması ve ekonomik kayıplardır. Bu sorunların önüne geçmek için rızaen satış yöntemi hem mantıklı hem de güvenli bir alternatiftir. Önümüzdeki bölümlerde bu yöntemin detaylarına ve sağladığı avantajlara daha derinlemesine bakacağız.
İcra ihaleleri, hacizli mal satışı sürecinin önemli bir parçasıdır. Ancak, bu ihalelere katılmak her zaman kolay ve risksiz değildir. Özellikle alıcılar açısından ciddi kayıplar ve riskler barındırabilir. Aynı zamanda satıcı açısından da ihalenin getirdiği sorunlar ve olası kayıplar vardır. Bu bölümde, icra ihalelerine katılmanın getirdiği zorlukları, potansiyel zararları ve neden rızaen satış yönteminin hem alıcı hem satıcı için çok daha güvenli ve avantajlı olduğunu detaylı şekilde ele alacağız.
İcra ihaleleri, normal piyasa koşullarından farklıdır. Öncelikle ihaleye katılmak isteyenlerin, ihalede belirlenen geçici teminat bedelini yatırmaları gerekir. Bu teminat, çoğu zaman yüksek tutarlarda olabilir ve bu da özellikle bireysel yatırımcılar için ciddi bir nakit yükü demektir. Teminat yatırılmadan ihaleye katılamazsınız; ancak teminat ihaleyi kazanamayanlara geri verilse de, nakit akışı üzerinde baskı oluşturur.
İkinci önemli risk, ihaleye çıkacak malın mevcut durumu hakkında tam bilgi sahibi olunamamasıdır. Hacizli mülklerde, kimi zaman mülkün üzerinde gizli riskler, borçlar ya da hukuki problemler olabilir. Alıcı, malı görmeden veya detaylı incelemeden teklif vermek zorunda kalabilir. Bu da beklenmedik masraflar ve sorunlarla karşılaşma ihtimalini artırır.
Üçüncü risk, ihalenin rayiç bedelin çok altında gerçekleşme ihtimalidir. Alıcılar da çoğunlukla temkinli davranıp düşük teklif verirler. Ancak en yüksek teklif veren kişi bile malı piyasa fiyatının altında almış olur. Bu durum, alıcı için genellikle karlı görünse de, ödemesi gereken KDV ve diğer masraflar göz önünde bulundurulduğunda, kâr marjı daralabilir veya tamamen yok olabilir.
Ayrıca, ihaleden sonra da çeşitli masraflar ve vergilerle karşılaşılır. Örneğin, satışta %20 KDV ödemek zorunludur. Bu da malın gerçek değerine önemli ölçüde ek maliyet getirir. İhaleye katılan alıcı, toplam maliyeti hesaplarken bu tür vergi ve masrafları mutlaka göz önünde bulundurmalıdır. Bu durum, yatırımcıları ihaleye girmekten kaçındırabilir.
Satıcı, malını icra yoluyla satışa çıkardığında süreç tamamen devletin kontrolündedir. Bu süreçte, satıcının malının değeri ve satış şartları üzerinde belirleyici bir etkisi yoktur. Satış, ihale usulü ile gerçekleşir ve satıcı genellikle piyasa değerinin çok altında bir bedelle malını kaybeder.
Ayrıca, satışın gerçekleşme süresi oldukça uzundur. Satış süreci boyunca borca işleyen faizler satıcının yükünü artırır. Borcun kapanmaması halinde, mal tekrar satışa çıkarılabilir ve bu döngü uzun süre devam eder. Bu da satıcının hem maddi hem de manevi olarak büyük zarar görmesine yol açar.
Bir diğer önemli kayıp ise, satıcının sürecin karmaşıklığı ve belirsizliği karşısında yaşadığı güvensizlik ve stresten kaynaklanır. İcra ihalelerinde işlem süreci devlet tarafından yürütülse de, satıcı kendisini çoğu zaman süreçten dışlanmış ve çaresiz hissedebilir. Bu da süreci daha zorlu hale getirir.
Rızaen satış, bu karmaşık sürecin ve risklerin önüne geçebilecek etkili bir yöntemdir. Hem satıcı hem alıcı açısından süreci çok daha şeffaf, hızlı ve güvenli hale getirir. Rızaen satışta, taraflar aralarında anlaşarak, devlet denetiminde ve resmi platformlar üzerinden işlem yapar. Bu sayede, her iki taraf da haklarının korunduğundan emin olur.
Bu yöntemle satış süreci aylarca sürmez, genellikle daha kısa zamanda sonuçlanır. Satıcı, malını piyasa değerine daha yakın bir fiyatla satma şansına sahip olur ve borcunu kapatır. Alıcı ise ek masraflar ve KDV gibi yüklerle karşılaşmaz ya da bunlar minimize edilir.
Ayrıca, rızaen satışta kullanılan resmi e-ihale platformları (örneğin, esatis.uyap.gov.tr) ile tüm işlemler şeffaf ve kayıt altındadır. Bu, taraflar arasındaki güveni artırır ve olası hukuki sorunların önüne geçer. TKGM, UYAP ve İcra Müdürlükleri gibi resmi kurumlar da sürecin her aşamasında rol oynar ve süreci kontrol eder.
Sonuç olarak, icra ihalelerine katılmak yüksek risk ve maliyet barındırırken, rızaen satış yöntemi hem satıcı hem de alıcı için daha avantajlı, hızlı ve güvenilir bir alternatiftir.
Gayrimenkul alım satımında, özellikle hacizli ya da icra sürecinde olan mülklerde işler biraz karmaşık olabiliyor. Bu karmaşanın içinde en çok ihtiyacınız olan şey güven. Hem satıcı hem alıcı için en büyük öncelik, işlemlerin şeffaf ve resmi olmasıdır.
UYAP, aslında devletin yargı sisteminin dijital ortamdaki merkezi diyebiliriz. İcra takipleri, haciz işlemleri, satış kararları gibi tüm yasal süreçler burada kayıt altında tutuluyor. Siz ya da karşı taraf, sürecin hangi aşamada olduğunu anlık olarak görebiliyorsunuz.
UYAP’ın varlığı, tüm işlemlerin yasal olarak kontrol edildiğinin ve güvence altında olduğunun bir işareti. İşlemlerin devlet denetiminde yapıldığını bilmek, herkesin içini rahatlatıyor.
Gayrimenkulün resmi sahibi olduğunuzu gösteren tapu, TKGM tarafından tutuluyor. Hacizli bir malda bile, satış sonrasında tapu devri TKGM onayıyla gerçekleşiyor.
Yani, satın aldığınız mülkün size ait olduğunu devlet resmi olarak kayda geçiriyor. Bu da haklarınızın korunduğu anlamına geliyor.
İcra müdürlükleri, borçların tahsili ve haciz işlemlerinin yürütülmesinden sorumlu. Hacizli malın satış sürecini de onlar organize ediyor. Satışlar burada duyuruluyor, ihaleler yapılıyor ve elde edilen gelirle borç kapatılıyor.
Burada önemli olan, hem alıcı hem satıcının işlemlerin resmi kurum tarafından yönetildiğini bilmesidir. Bu da işlemin adil ve yasal şekilde yapıldığını gösterir.
Eskiden ihale duyuruları sadece ilan tahtalarında ya da fiziksel yerlerde yapılırdı. Şimdi ise e-ihale sistemi sayesinde, satışlar tamamen dijital ortamda gerçekleşiyor. esatis.uyap.gov.tr adresinden ihaleye giriyor, teklif veriyor ve süreci takip ediyorsunuz.
Bu sistem sayesinde ihaleler daha şeffaf ve erişilebilir oluyor. Herkes aynı şartlarda yarışıyor, hile ya da usulsüzlük ihtimali azalıyor.
İhale ve satış duyuruları ilan.gov.tr sitesinde yayınlanıyor. Bu kısımdan mülkün üzerindeki tüm bilgilere ulaşabilirsiniz. Satış tarihleri, malın ne durumda olduğu vb. Bu resmi ilanlar sayesinde herkes doğru bilgiye sahip oluyor, sürprizlerle karşılaşma ihtimali düşüyor.
Yasal Güvence: İşlemler kanunlar çerçevesinde yapılır. Haklarınız korunur, mağduriyet riski azalır.
Gayrimenkul alım satımında, özellikle hacizli ya da icra sürecindeki mülklerde resmi kurumlar sizin en büyük yardımcınız. UYAP, TKGM, İcra Müdürlükleri, e-ihale ve ilan.gov.tr gibi sistemler sayesinde işlemleriniz hem hızlı hem güvenli ilerler.
Eğer bu resmi platformları kullanırsanız, hem zaman kaybı yaşamaz hem de maddi zararları en aza indirirsiniz. Rızaen satış yöntemini de bu altyapılarla destekleyerek, süreci sizin için çok daha kolay ve güvenli hale getirebilirsiniz.
İcra süreci hem borçluyu hem de alacaklıyı fazlasıyla yıpratır. İki taraf da çıkan sonuçtan ve uzun mahkeme süreçlerinden memnun kalmayabilir. İşte tam da burada alternatif bir çözüm olarak öne çıkan rızaen satış yönteminin neden daha şeffaf, hızlı ve güvenli olduğunu adım adım ele alacağız.
Rızaen satış süreci, her ne kadar tarafların karşılıklı iradesine dayalı olsa da tamamen serbest bir yapıda yürümüyor. Aksine, bu süreç Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kurumsal yapılarıyla entegre bir biçimde ilerliyor. Bu da sürecin hem güvenliğini hem de şeffaflığını artırıyor.
İlk olarak UYAP sistemine değinelim. UYAP yani Ulusal Yargı Ağı Projesi, Türkiye’deki tüm adli işlemlerin dijital olarak yürütüldüğü devlet sistemidir. Bir haciz kararı ya da borçla ilgili icra dosyası bu sistemde kayıt altına alınır. Rızaen satış işlemi yapılırken ilgili dosya UYAP’ta yer aldığından, sürecin ne aşamada olduğu, kapanıp kapanmadığı gibi tüm detaylar yine bu sistem üzerinden takip edilebilir.
Bir diğer önemli entegrasyon ise Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü’nün sağladığı TAKBİS (Tapu ve Kadastro Bilgi Sistemi) ile kurulur. Rızaen satışlarda tapu işlemleri yapılmadan önce, mülkün üzerindeki tüm şerhler, ipotekler ve hacizler TAKBİS’ten doğrulanır. Bu bilgiye sadece devlet kurumları değil, yetkili gayrimenkul danışmanları ya da avukatlar da ulaşabildiği için satış öncesi olası riskler net bir şekilde belirlenebilir.
Yani, “Bu mülk gerçekten hacizli mi?”, “İcra dosyası halen açık mı?” ya da “Borç gerçekten kapandı mı?” gibi sorular tamamen yanıt bulur. Bu da hem alıcı hem de satıcı açısından sürecin güvenle tamamlanmasını sağlar.
İcra sürecinde e-ihale sistemi devreye girer. Türkiye’deki tüm icra satış ilanları esatis.uyap.gov.tr adresinden ilan edilir ve açık artırmalar buradan yapılır. Ancak bu sistemin doğası gereği, pazarlık söz konusu değildir. Alıcılar, malı görmeden ve çoğu zaman detaylı bilgi almadan ihaleye katılır. Teklif verilir, en yüksek teklifi veren alır.
Rızaen satışta ise pazarlık masası vardır. Gayrimenkul ya da araç doğrudan görülür, belgeler incelenir, fiyat üzerinden karşılıklı mutabakata varılır. Taraflar birbirini tanıma fırsatı bulur. Bu da hem maddi hem de manevi bir güven sağlar.
Diyelim ki bir gayrimenkulün rayiç değeri 3 milyon TL. İcra sürecinde %20 KDV, harçlar ve gecikme faizleri eklendiğinde, alıcıya maliyeti 3,6 milyon TL’ye yaklaşabilir. Alıcı bu masraflardan kaçar. Bu da mülkün satış ihtimalini düşürür. Haliyle, mülk icrada 2 milyon TL gibi rayiç değerin çok altında bir fiyata alıcı bulabilir. Rızaen satışta ise hem bu ekstra maliyetler minimize edilir hem de mülk, değerinde ya da değerine çok yakın bir bedelle satılır.
Türkiye gibi yüksek enflasyonla mücadele eden bir ülkede zaman, en değerli kayıplardan biridir. İcra süreçlerinin ortalama 6 ila 18 ay sürdüğü düşünüldüğünde, bu süreçte geçen her ay, mülkün değerinin enflasyon karşısında erimesi anlamına gelir. Üstelik bu sadece satıcının değil, alıcının da kaybıdır. Çünkü alıcı bir yatırımı geciktirdiğinde, alım gücünü kaybeder. Rızaen satışta ise süreç haftalar içinde tamamlanır. Platformlar aracılığıyla profesyonelce yürütülen ilan ve pazarlama süreci sayesinde, hem doğru alıcı bulunur hem de zaman kaybı yaşanmaz.
Ayrıca bu noktada çok önemli bir detay daha vardır: Rızaen satışta borçlunun borcu, gecikme faizi işlemeye başlamadan kapanabilir. Yani hem asıl borçtan kurtulunur hem de her geçen gün katlanan faiz yükünden kaçınılır.
Bu kadar detaylı bir süreci bireysel olarak yönetmek, çoğu kişi için hem zaman hem de bilgi eksikliği nedeniyle oldukça zor olabilir. Bu yüzden uzmanlaşmış platformlar devreye girer. Rızaensatis.com gibi, sadece hacizli mal satışı konusunda uzmanlaşmış profesyonel platformlar sayesinde, tüm süreç doğru planlanır.
İlanda kullanılan görsellerden ilan metnine, hukuki danışmanlıktan tapu işlemlerine kadar her adım alanında uzman kişiler tarafından yürütülür. Böylece siz borçlu ya da alıcı olarak yalnız kalmazsınız. Platform, mülkünüzü doğru kişiye ulaştırmak için çalışır; bu da hem satış süresini kısaltır hem de mülkün ederine yakın bir fiyata gitmesini sağlar.
Rızaen satış sürecinde bir başka güvenlik unsuru da tüm işlemlerin belgeli, resmi ve şeffaf olmasıdır. Genellikle taraflar arasında bir satış protokolü düzenlenir. Bu protokolde; satış bedeli, ödeme planı, tapu devri tarihi, varsa alıcı onayı gibi tüm detaylar yer alır. Her adım yazılı olarak belgelenir. Hacizli satış gibi karmaşık ve riskli bir alanda böyle bir güvence, ileride yaşanabilecek anlaşmazlıkların da önüne geçer.
İcra dosyalarının kapanması bazen uzun zaman alır. Borcun ödendiği, tapunun devredildiği durumlarda bile sistemde kayıtlar güncellenmediği sürece dosya açık görünebilir. Rızaen satışta platform desteğiyle bu işlemler hızla ve doğru şekilde takip edilir. Gerekli belgeler resmi mercilere ulaştırılır ve borcun tamamen kapandığı UYAP’a işlenir. Böylece, dosya gerçekten kapanmış olur. Ne ileride bir icra tehdidi kalır ne de hukuki bir açık.
İcra takibine düşen bir mal, ister konut olsun ister araç, ister arsa; “Nasıl olsa satılır, ben alacağımı alırım” ya da “Bir şekilde borç kapanır” düşüncesiyle kendi hâline bırakıldığında süreç sessizce ama tehlikeli bir biçimde ilerlemeye başlar. Özellikle rızaen satış süreci tercih edilmeden, her şey tamamen kamu kurumlarının ve icra dairelerinin inisiyatifine bırakıldığında, geri dönüşü zor zararlar meydana gelebilir.
İşte şimdi, “Rızaen satış yapılmazsa ne olur?” sorusunun yanıtını birlikte irdeleyelim.
Türkiye gibi enflasyonun yüksek seyrettiği bir ülkede, beklemek çoğu zaman tahmin edilenden çok daha pahalıya mal olabilir. Şöyle düşünün; elinizde yaklaşık 3 milyon TL değerinde bir gayrimenkul var. Ancak üzerinde bir haciz bulunuyor. Bu mülkü icra yoluyla satmak istiyorsunuz ama süreç öyle hemen sonuçlanmıyor. Ortalama olarak bu işlemler 6 aydan başlayıp 18 aya kadar uzayabiliyor.
Bu bekleme süresi boyunca neler olabilir bir düşünelim. Ekonomideki dalgalanmalar devam ederken döviz kurları yükselebilir, inşaat maliyetleri artabilir, piyasada benzer nitelikteki taşınmazlar sizinkinden daha yüksek fiyatlara çıkabilir. Ama sizin mülkünüz hâlâ icra dosyasında bekliyor olur. Değeri düşmese bile alım gücü düşer, çünkü geçen sürede paranın alım kapasitesi azalır. Yani aslında siz bir şey yapmıyor gibi görünseniz de zaman kendi kendine cebinizden para alır.
Üstelik sadece maddi kayıptan da bahsetmiyoruz. Bu süreç uzadıkça üzerinizdeki baskı da artar. Borcun kapatılması gecikir, yeni bir başlangıç yapmak hayal olur. En kötüsü ise değeri her geçen gün düşen bir malın başında eli kolu bağlı beklemektir.
Oysa bu tabloyu değiştirmek mümkün. Rızaen satış sayesinde, satış süreci aylar değil haftalar içinde tamamlanabilir. Hem mülkünüzün gerçek değerini korumuş olursunuz hem de bu süre boyunca oluşacak enflasyon kaybından kurtulursunuz. Yani zamana karşı yarışı kazanırsınız.
Bu arada, her geçen ay mülkün değeri artıyor gibi görünse de, alım gücü azalır. Sizin 3 milyon TL’ye sattığınız daire, sürecin sonunda size ancak 2 milyon TL’lik alım gücü sağlar hâle gelebilir. Çünkü o aradaki bekleme süresi boyunca sadece satış değeri değil, ekonominin tamamı değişir. Faiz işler, cezalar büyür, hatta KDV oranları bile artabilir.
Oysa rızaen satışla bu süreci 2–4 hafta gibi kısa bir sürede tamamlamak mümkündür. Ne zaman kaybı olur, ne de enflasyonla mücadele etmeniz gerekir.
Bir mülk ya da araç icra yoluyla satışa çıkarıldığında, satış fiyatı ne kadar cazip görünürse görünsün alıcının karşılaşacağı ekstra masraflar işin rengini değiştirir.
Alıcı için tüm bu kalemler, alış bedelinin üzerine eklendiğinde, örneğin 3 milyon TL’lik bir evin maliyeti bir anda 3.600.000 TL’ye kadar çıkabilir. Bu da çoğu zaman yatırımcıların ihaleye katılmaktan vazgeçmesine sebep olur. Kimse fazladan 600 bin TL ödemek istemez.
Ayrıca alıcı, mülkü göremeyebilir, içinde oturan kişilerle muhatap olmak zorunda kalabilir, tahliye gibi yeni süreçlere girebilir. Tüm bunlar icra ihalelerinde hem alıcıyı hem satıcıyı zora sokar.
Oysa rızaen satışta alıcı mülkü görerek, bizzat inceleyerek karar verir. Masraflar netleşir, sürpriz çıkmaz. Alıcı ile satıcı arasındaki iletişim açıktır, güven ortamı sağlanır.
İcraya konu olan gayrimenkullerde en sık karşılaşılan sorunlardan biri de mülkün ederinin altında satışa gitmesidir. Çünkü icra ihaleleri rekabet ortamına açık görünse de çoğu zaman sınırlı katılım olur. Özellikle küçük ilçelerde ya da piyasası durağan bölgelerde tek bir teklif verilmesi, mülkün neredeyse bedavaya gitmesine sebep olabilir.
Örneğin, rayiç değeri 3 milyon TL olan bir evin, 2 milyon 100 bin TL gibi bir bedelle satışa çıkması mümkündür. İlk ihalede alıcı çıkmazsa, ikinci ihalede bu rakam daha da düşebilir. Zaman geçtikçe borç artar, alıcı azalır, fiyat daha da düşer.
Oysa rızaen satışta, mülkün gerçek değerine uygun bir fiyat belirlenebilir. Pazarlık yapılabilir. Kapsamlı ilan çalışmalarıyla geniş kitlelere ulaşılıp daha doğru bir alıcıyla buluşturulabilir. Bu da malın ederine en yakın fiyata satılmasını sağlar.
İcra süreci başladığında, borç sabit kalmaz. Faiz işlemeye devam eder. Özellikle bankaya ya da vergi dairesine olan borçlarda gecikme faizleri ciddi boyutlara ulaşabilir. Diyelim ki 1 milyon TL borcunuz var. Bu borç bir yıl boyunca kapanmadıysa, sadece faizle birlikte 1 milyon 300 bin TL’ye çıkabilir.
Bu farkı kim ödeyecek? Elbette ya borçlu ya da malın satışından elde edilen tutardan karşılanacak. Yani borçlu mülkünden zarar eder. Kazanan yine olmaz aksine daha fazla zarar eder.
Rızaen satış bu tabloyu erken müdahaleyle değiştirir. Borç daha fazla büyümeden kapatılır. Mülk, değerinde satılır ve satıcı zarar etmeden süreci tamamlar.
Her ne kadar çoğu kişi bu kısmı göz ardı etse de, icra takibine düşmek, insanın üzerinde ciddi bir baskı yaratır. Kapınıza gelen tebligatlar, icra memurlarının evinize gelişi, ilanların herkesin görebileceği yerlerde yayınlanması gibi durumlar, hem kişinin psikolojisini hem de aile düzenini bozar.
Çocukların okulda duydukları, eşlerin yaşadığı stres, komşuların bakışları… Bunlar küçük gibi görünen ama aslında çok büyük sosyal etkiler yaratabilecek detaylardır. Hele bir de icra ilanı ilan.gov.tr veya e-ihale sistemlerinde herkesin gözü önüne serildiğinde, mahremiyet de kalmaz.
Rızaen satışta ise süreç tamamen kontrollüdür. İlanlar kişisel verileri koruyacak şekilde hazırlanır, gerekirse gizli satış yapılır. Aile mahremiyeti korunur, süreç sessiz ve planlı şekilde ilerler.
İcra satışları geri dönüşü çok zor adımlardır. Bir kere ihaleye çıkmış bir mülk, hukuken “ihaleye konu” hâline gelmiş olur. Artık pazarlık yapılamaz, satışın iptali zorlaşır. İhale tamamlandığında da mülk yeni sahibine geçer. O aşamadan sonra “Ben bu fiyatı istemiyordum” deme hakkı yoktur.
Ayrıca çoğu zaman ihale yoluyla satış gerçekleşirse, borçlunun üstüne kalan fark tahsil edilmeye devam edilir. Yani mülk satılsa da borç kapanmayabilir.
Oysa rızaen satışta, satış bedeli üzerinde taraflar anlaşarak borç tamamen ortadan kaldırılır. Ne eksik kalır, ne sürpriz yaşanır.
Tüm bu örnekler ve açıklamalar gösteriyor ki, rızaen satış yapılmadığında ortaya çıkan zararlar sadece finansal değil, sosyal, psikolojik ve yasal açıdan da büyüyor. Mülkün değerinin altında gitmesi, alıcının cayması, sürecin yıllara yayılması ve sonunda kimsenin tatmin olmadığı bir çözümle noktalanması çok sık rastlanan durumlardır.
Oysa zamanında atılan doğru bir adımla, Rızaensatis.com gibi güvenilir bir platform aracılığıyla yapılacak rızaen satış, bu süreci en az kayıpla, hatta çoğu zaman kazançla kapatmanızı sağlar.
İcraya düşmeden önce ya da daha süreç erkenken, profesyonel destek almak hem size hem de ailenize nefes aldıracaktır. Unutmayalım ki, bazı süreçler geri döndürülemez. Rızaen satış ise o son çıkıştır.
Hacizli bir mülke sahip olmak ya da böyle bir mülkle ilgili sürece dâhil olmak, çoğu zaman sadece sayılardan ibaret değildir. İnsan ister istemez “Bu işin sonu nereye varacak?” diye düşünür. Gün geçtikçe faiz işler, dosyalar kabarır, yasal süreç uzadıkça umut da tükenmeye başlar. Bu noktada en büyük kayıp bazen maddiyat değil, zaman ve iç huzuru olur. Oysa doğru bir adımla bu süreci hem hızlı hem de güvenli şekilde yönetmek mümkün.
İcra yoluyla satışlarda çoğu zaman mülk değerinin çok altında bir bedele satılabiliyor. Bu durum maalesef borçluyu tatmin etmiyor. Alıcı taraf içinse ihale masrafları, %20 KDV yükü ve belirsizlikler büyük bir caydırıcı oluyor. Üstüne bir de enflasyon eklenince, işler daha da karmaşık hale geliyor. Tam da bu noktada rızaen satış modeli, kayıpları durduran bir çözüm olarak öne çıkıyor.
Rızaensatis.com işte tam burada devreye giriyor. Türkiye’de rızaen satış sürecini resmî kanallar üzerinden yürüten öncü platform olarak, alıcı ve satıcıyı yasal güvencelerle buluşturuyoruz. Süreç boyunca Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü, UYAP, İcra Müdürlükleri ve e-ihale sistemi gibi tüm devlet kanallarıyla entegre çalışıyoruz. Her işlem resmî, şeffaf ve takip edilebilir şekilde ilerliyor.
Siz de gayrimenkulünüzü en doğru değerden, hızlı ve güvenli biçimde satmak ya da alacaklarınızı zarar etmeden tahsil etmek istiyorsanız, şimdi bizimle iletişime geçmenin tam zamanı. Uzman ekibimizle bu süreci birlikte yürütebilir, sizi en az yıpratacak çözüme birlikte ulaşabiliriz.
📞 444 8 120 numaralı çağrı merkezimizden bize ulaşabilir,
📧 [email protected] adresine mail atabilir,
📍 Ofisimize gelip bir kahvemizi içebilirsiniz.
Gelin, birlikte yeni bir başlangıç yapalım. Çünkü bu süreçte yalnız değilsiniz.
Daha fazla bilgi ve videolar için Rızaen Satış YouTube Kanalı‘nı ziyaret edebilirsiniz. Eğer daha spesifik bir konuda ücretsiz bilgi almak istiyorsanız hemen bizi arayın ve bir randevu oluşturun, sizi ofisimizde ağırlayalım.
📌 Gayrimenkul satış süreçlerinde uzman bir ekip olarak, borçlu, hacizli ya da icralık taşınmazlarınızı değerinde ve güvenli bir şekilde satışa sunmanız için buradayız. Türkiye genelinde edindiğimiz saha deneyimi ve çözüm odaklı yaklaşımımızla, size en doğru yolu birlikte planlıyoruz.